11 Eylül 2011 Pazar

belki anneannemin fesleğen kokusundan uzaktım ama arabalara taş attığımda hiç yakalanmadım

bir kaç gündür odamda deyim yerindeyse her yer her yerde..eşyalarım kıyafetlerim ve kitaplarım...dağınık karman çorman bir oda...
sürekli onları toplamam ve hazırlık yapmamı öğütleyen bir anne..bavulumu hazırlamalı ve onun yanında öylece oturmalıyım..
evet yaz bitiyor ve bir süreç daha başlıyor...benim bu sene ki sürecim diğerlerinden daha yorucu ve üzücü olduğu için yazın alıştığım keyfi ve rahatlığı asla bırakmak istemiyorum..
bir de kendime bile zar zor itiraf etsem de sanırım ben ailemi çok özlemişim..ilk kez bu yaz evimde ve ailemin yanında bu kadar fazla kaldığımdan ne onları ne de evimi odamı bırakacak gücü bulamıyorum kendimde..sanırım çok erken özgürleşen bünyelerin bir vakit sonra kapıldıkları hisse kapılıyorum..yalnızlık...
bazen düşünüyorum evim nerede aslında ben nereye aitim diye...bir çok farklı cevap bir çok farklı anı...gurbet çocukluğu zor zanaat üstadım...biri nerelisin diye sorduğun da direk bir yer adı vermek ve hep oralı olduğunu anlatıp dem vurmak isterdim sanırım bende onun nasıl bir his olduğunu bilmek.."biz erken parçalanmış ailelerin erken büyümek zorunda bırakılan çocuklarıydık"
çok karamsar oldu aslında bir çok açıdan taze süper ve kıymetli başlangıçlarımız bitişlerimiz oldu özlemin nasıl bir şey olduğunu ve insan değerini çok erken yaşlarda çözdük biz büyüdük ve biz dünyayı kirletmedik..

neyse ben bu düşünce balonlarını hemen patlatıp işime dönmeliyim sanırım..daha yıkanacak ütülenecek kıyafetler dizilecek kitaplar hazırlanacak bir bavul var hatta belli olmaz belki iki (:

Hiç yorum yok: