20 Nisan 2012 Cuma

ey aşk nerdesin?

aşkı özledim..o ilk hoşlanma açılma zamanlarında ki aptallıkları ve o bitmek bilmez iç ürpermelerini kelebek hislerini....özledim sadece özledim.

16 Nisan 2012 Pazartesi

doktor insanlar hiç bilmiyor doktor :/

aman doktor canım doktor derdime bir çare dedim on seanslık bir terapi programı koydu önüme..
bari gömleği bir beden büyük ver doktor seneye de giyerim....
hayatımın ilk terapi seansına başlayan ben bir büyük heyecan içerisindeyim...heyecan derken işin artistlik boyutu gelmesin kimsenin aklına sonuçta bilinç altlarımı ortaya serdim bakalım ne olacak :/
bilinç altı demişken üniversite hayatım boyunca sürekli anket çalışmalarıyla haşır neşir oldum hayır yanlış anlaşılma olmasın anketör olarak çalışmadım..her dersim için anket çalışması gereken dönemlerim ödevlerim oldu..neyse her anket için tabii ki gidip sokak sokak gezmedim tuttum kendim yaptım..bu da demek oluyor ki bilinç altımda her hayali kahramanın izi var doktor soru sorduğunda birden 5 çocuklu emekli öğretmen birden bekar eczacı kadın olmaktan korkmuyor değilim (= demem o ki bilinç altım çok tehlikeli bence o kapıyı hiç aralamayalım doktor (=
doktor demişken abim bir tıp öğrencisi olduğu için tıpa ayrı bir empatim ayrı bir sempatim var..tabii bir de her acile gittiğimde benimle ilgilenen intern var o çok ayrı konu neyse... sağlık çok bambaşka bir konu ya..yani insanın söz konusu sağlık olunca gözü cidden hiç bir şey görmüyor bu arada bu konu nereden nereye gidiyor....
konuyu toparlamak gerekirse (: cidden ne diyeceğimi bilmiyorum..sadece toparlanmak ve eski halime dönmek için gün sayıyorum...umarım günler çabuk geçer...





13 Nisan 2012 Cuma

ben değil bu dünya fahişe

"bir fahişe sabaha karşı çok seksiymişim öyle diyor"
diye başlıyor teomanın bu şarkısı.bence teomanın en dikkatle dinlenecek şarkılarından birisi. sözlerinin her birinin başka başka anlamı var sanki..
"sordum 'niye sattın' diye 'yoksulluğunu?' 
dedi, 'elimdeki sadece buydu.' 'niye sattın vücudunu?' 'daha mı kötü' dedi 'satmaktan ruhumu?'
bu söz bana kadınların ne durumda olursa olsun hep aynı tip -acı çekmiş ve acıdan kurtarabilecekleri- adamları çekici bulduğu durumunu anlatıyor açıkçası şarkıyla pek ilişkisi olmasa da ben böyle anlıyorum.


şarkının en can alıcı sözü sanılıyor bence de evet can alıcı ama en can alıcısı değil..
çünkü benim en sevdiğim sözü ise "sevdim seni ama bir şekilde hüzün var diye gözlerinde" 
hep öyle olmamış mıdır?hep kaçan kovalanır arkada kalanlara bakılmaz..bence insan ırkı olarak ki burada cidden kadın erkek ayrımı yapmak istemiyorum çünkü hepsi aynı yolun yolcusu insanlarız.neyse konuyu fazla dağıttım demek istediğim o ki ;
hep acı çekeceğimizi insanlara aşık olmaya çalışıyoruz. evet belki aşık olmuyoruz ama bunun için çalışıyoruz. kötü erkekleri yola getirmek biz kadınların işiymiş durumun tek çekici yanı buymuş gibi..

ilk kez kafamda bu kadar kelime varken bu kadar saçma cümleler kurduğumu hissediyorum sanırım şarkıdan düşündüğümden daha fazla etkileniyorum.

12 Nisan 2012 Perşembe

ALIŞVERİŞ DANIŞMANI: KISKANÇLIK MESELESİ

kıskançlık tanımı bir ilişki açısından anca bu kadar net anlatılabilirdi ..ne yazık ki etrafımızda bir sürü osman var...senaryolar insanın gözünde hemen canlanıyor..demek ki neymiş sakine olmamak gerekirmiş...
çok begenerek takip ettiğim alışveriş danışmanının yazısını sizinle paylaşmaktan gurur duyuyorum (=

ALIŞVERİŞ DANIŞMANI: KISKANÇLIK MESELESİ: Bir erkek ne kadar kıskançtır?  O kadar hassas bir konudur ki bu senaryo bazında incelemek gerekir. Ben de aynen öyle yaptım: (Senaryolard...

10 Nisan 2012 Salı

mimlere geldik hanımmmmm

bu aralar o kadar sıkıntılıyım ki bloga sadece takip ettiklerimi okumak için giriyorum onun dışında bir kelime yazacak halim yok aslında bir değil binlerce kelime var içimde ama durum bu ya açsam ağzımı kapamam yıllarımı alır diye korkuyorum..içime atıp stres yapmak bu aralar daha revaçta kendi şahsım adına...
neyse gelelim mimlere sayın doctorsherlock ve DiziManyaQ beni mimlemişler. mimlerini okudum ellerine sağlık (= sorular çok keyifli bakalım yine bir blogger iç dünya tanıtma havasındaki bu mim nasıl olacak (=

1-Yemek olsaydın ne yemeği olurdun??
yemek olsam sanırım zor bir şeyler olmak isterdim böyle zahmetli insanı biraz uğraştıran bu yüzden yaprak sarması ya da içli köfte bana biraz yakın geliyor (= şaka bir yana kendimi hiç yemek gibi düşünmemiştim ama çiğ köfte ile ciddi düşündüğümü her zaman söylemiştim o yüzden sanırım çiğ köfte olmalıyım (=
2-Müzik aleti olsaydın ne olurdun??
çello olmak isterdim çünkü bence çello yaylı çalgılar arasında en seksi olan ve kesinlikle çalış şeklinden dolayı kaynaklanan bir şey değil (= aşağıdaki videoyu izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız (=



3-Araba olsaydın hangisi olurdun??
supernatural fanatikliğimi bilmeyen yok bu yüzden saanırım cevabım çok açık evet ben chevrolet 1967 Impala olmalıyım (=

4-Aylardan hangisi olurdun??
en sevdiğim aydır doğduğum ay o yüzden kasım olmakta hiç bir sakınca görmüyorum...hem kasım aşk ayıdır tam benlik (= aşk ve hüzün sonbaharın son ayı bir terk edilmişlik bir umut ayı..tamam bu kadar serzeniş yeter kasım olurdum (=
5-Ayakkabı olsaydım hangisi olurdun??
ayakkabı olsam kesinlikle bir tasarım ürünü olurdum yani benden bir tane var başka şubemiz yok gibi (= biraz kendimi beğenmiş gibi bir cevap olabilir ama sonuçta herkes kendi hayatında diğer tüm insanlardan farklı olduğu için fabrika çıkışı olmazdık. bu soruya görsel olarak cevap o yüzden veremiyorum ama yinede şuna benzer bir şey olurdu ana hatlarıyla. ana hatları demişken kırmızı ve topuklu olmasından bahsediyorum sadece (=

6-Kıyafet olsun ne olurdun??
doctorsherlock unda dediği gibi fes olurdum çünkü fesler havalıdır (=
7-Renk olsam ne olurdum??
kırmızı olmak isterdim. bence en canlı renk kırmızı. sanki renk skalasının yaşayan tek rengi o (=

8-Hayvan olsan ne olurdun??
e yok artık dedirtiyor bu soruda ama neyse...hayvan olsam kesinlikle evcil bir hayvan olmak istemem çünkü pek az evcil hayvan normal yaşama süresini kazasız belasız atlatıyor. ne yazık ki kendilerine değil insan hayvan bile diyemeyeceğimiz şahıslar yüznden başlarına gelmeyen kalmıyor. o yüzden evcil hayvanları eledim. sevimli olmalıyım bir de koruma altında olmalıyım çünkü şımartılmayı seven bir yapım var (= o yüzden
9-Şu an okuduğum kitabın 137.sayfasında ne var??
"üzeri çarşafla sıkı sıkıya örtülü ceset, bir cenaze levazımatçısının ilgisini bekliyor gibiydi."
yine polisiyeye sardım dememe gerek yok sanırım hiç kopamıyorum ki (=

mim soruları bu kadar bakalım yeni mimlerde sorular ne üzerine olacak. benimde birilerini mimlemem gerek sonuçta o yüzden buradan (=
şimdilik bu kadar yeni mimlerde görüşürüz (=

7 Nisan 2012 Cumartesi

sizin hiç eviniz yandı mı?

benim bir kere yandı ve ben kör oldum diyerek espri yapmak istiyorum çünkü kaç gündür o kada stres yaşadım ki bu konuda artık biraz aldırmazlığa vurmalıyım...
evet evimde yangın çıktı hemde sobadan hemde uykuda yakalandım hemde dumandan etkilendim ve uyanamadım...yani ölüme ramak kalanın nere olduğunu anladım evet ben o ramağın ne kadar mesafe olduğunu az çok biliyorum...

gerçekten de başkasının başına gelince de üzülüyoruz sıkıntıya düşüyoruz ama insanın kendi başına gelmesi gerçekten bambaşka bir şey..hala bu durumu nasıl atlatırım diye düşünüyorum..anneme babama nasıl anlatacağım diye..sadece abim durumdan haberdar ve ben ailemin yanına gidince tekrar dönemeyeceğimi bile düşünüyorum..
neyse tekrar streslendim...
evde pek hasar yok yanan oda benim odam ve allahtan ben o akşam salonda yatıyordum..yoksa bu cümleleri....neyse (:
odanın kapısı kapalı salonun kapısı kapalı dumanlar tuvaletin havalandırmadan üst kata çıkıyor da fark edilebiliyor yangın...
insanın her şeyini kaybetmesi ne zormuş...ama sonuçta cana geleceğine mala gelsin değil mi?kendimi bir haftadır mülteci gibi hissediyorum evimizde gelip kalamadığımız için hep arkadaşlarda kaldık..aslında çokta rahat ettim sağolsun arkadaşlarımız çok ilgilendi bizimle ama yine de insanın evi gibisi yokmuş onu anladım..

şimdi ben bu yazıyı niye yazdım..çünkü anlattıkça rahatlıyorum sanki anlattıkça azalıyor stresim anlattıkça azalıyor kafamda bitmek bilmez düşüncelerim...tamamen bitmesi umuduyla..

3 Nisan 2012 Salı

hani çok sinirlenirsin de sonra birden sinirin geçer bir boşluğa düşersin ya

işte ben o boşluğa....yok yok küfür etmiyorum ben o boşluktan bildiriyorum..sinirli ve stresli geçen bir kaç günün ardından geçen sinirlerim oldu benim ve ben şu an pelte kıvamındayım..

canım sıkkın hatta o canım o kadar sıkkın ki nedenini düşünmeye mecalim bile yok..sınav haftamdayım geçen her sınavım bana mezun olmayacaksın der gibi sırıtıyor aslında daha hiç bir sınavım kötü geçmedi ama işte o bedbaht duygu bir nevi fırtınaya döndü..
keşke şimdi bir fırtına tutsa ya bizi...alsa beni götürse buralardan ne de olsa bende bıktım artık hep aynı varoluşlardan...şarkılar yönlendirmese beni bir kelimeyi diğer kelimenin yanına koyasım yok..