25 Ağustos 2011 Perşembe

“yalnızlık..sigara külü kadar yalnızlık…”



sigarayı bırakmaya çalışmak benim için daha zor sanırım.sigara bir kurtuluş bir kayboluş benim için.
(elini yaklaştır ve yak sigaramı gözlerime bak ne o sinirli misin?)
farklı boyutlara taşınıyorum sigaranın dumanında hep farklı şeyler hatırlatıyorlar bana
(elimden çekip aldın ya şimdi ne oldu acılarımı hüzünlerimi tüm kaybettiklerimi aldın mı benden?)
hasretimi çekmişsin içine duman duman yayılmış keder
(gözlerin hüzünlü ellerin korkak gel sevgili bu kalbe...bu kalpte senle bir ömür var)

rakının tadı her yudumda değişir...



her yudumda hayatın değişir
ve onun sözleri daha az yaralar
sonra bakmışsın kederin dagılmış
bir yudum daha heyy artık ölmek için çok gençsin…
sonra bir yudum insanlar neden böyle ne zaman böyle olduk
bak yine efkar bastı
yak bir sigara
kaldır rakı kadehini bir yudum yaşıyorsun ya
daha ne istiyorsun
ve son yudum ya nolacak bu memleketin hali?

bir zamanlar bir kız vardı..güzeldi sanki ve....




once upon a time there was a girl…..
masal gibi başlayan yaşamlar anlar hep bir kabus hep bir yok oluşla biter diye düşünürüz…şuan neyin kafasındayım bu kadar olumsuzum diye geçiririz içimizden…sonsuz mutluluk diye birşey var mı acaba?
ben aşık oldum sonra sarhoş oldum sonra mutsuz oldum şimdi ölü oldum…

23 Ağustos 2011 Salı

seni özlediğimde yaktıgım sigara için yine mi yaktın deme...kahve yaptım bir tane de bana yak de...

sigarayı kahvesiz düşünememek gibi bir huyum var..ne zaman sigara kokusunu duysam ağzımın içine dolu dolu kahve tadı gelir..telveli şekersiz Türk kahvesi...
seni özlediğimde en çok sigaraya bağlanıyorum...sanki her sigara yakışımda özlemim biraz azalıyor gibi..
kahveyi şekersiz içeriz değil mi?sigaramızı da yakarız..

sigarayı yakıyorum ağzımda kahve tadı..
seni özlüyorum ağzımda senin tadın..

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Çay bardağında rakı içmek ; elmas kadehte viski içmekten daha güzeldir. bir de rakı şişesinde balık olsam (:

bugün fark ettim ki birisi masa deyince  benim aklıma sadece rakı masası geliyor..devamında da okey masası..
bu belki benim romantik bir insan değilde keyifli bir insan olduğumu gösterir.
yanlış anlama diye bir potansiyel yok bende..ben benimle konuşan herkesin her lafının en kötü anlamını düşünürüm önce..belki söylemiştir diye çünkü bu ilk baştan zırhımı kaldırmam için zaman tanır bana...
ama ya sonrası..
evet sonradan ılıman bir akdeniz insanı olurum indiririm yelkenleri..zırh mı ? ne alaka insanlar duvar değil köprü inşa etmeli demiyorlar mıydı?
koşma tutarsız koşma çünkü sen koşamıyorsun
hep düşüyorsun neden buna inanmak istemiyorsun hem ne o öyle elleri nereye koyacağın belli değil. hadi diyelim koştun neden düşüşünü herkes görmeliymiş gibi konumunu belli ediyorsun ama sen zaten hep böyle değil miydin?düşmek senin için artık bir yaşam biçimi mi oldu?
neden herkese güvenmek zorundasın? kimse sana sen kadar yakın olamaz anla artık.etrafında bulunanlar hayır o kuru kalabalığın içinde özünde yanında bulunanlar sana yetmiyor mu tutarsız?
şu gıcık olduğum sevecenliğini bırak akdeniz sıcaklığını yık bir kenara.artık yolunu bul.yolunda sana eşlik edecek insanları tamamladın fazlasıyla. dahasına gerek yok.
rakı şişesinde balık olmak için rakın da var eşlik edecek adamında...keyif insanısın ya bu yazdıklarını da unutacaksın..

zırh mı?hayır ona bu sefer ihtiyacım yok.

19 Ağustos 2011 Cuma

HİÇ OLMAZ DEDİĞİNİZ ŞEY OLDU MU?

ısrarları sevmem ısrarlar sonucu bir şey yapmaktan nefret ederim.
her gece bir şeyler karalamaya not almaya bir şeyler okumaya özen gösteririm bu ritüelin kesilmesinden nefret ederim.
9 - 10 yaşlarında bir çocuk, komşu çocuğu.öyle bir çocuk ki gerçekten biz zamanında böyle değildik dedirtiyor.
bir şeyler karalıyorum başımda bir çocuk başımda bir ukala başımda bir yerden bitme...bir ısrar bir kıyamet tüm yorgunluğumla kalkıp bu çocuk ve çetesini bindirip arabaya gecenin bir vakti götürüyorum havuza.
SEVMEDİĞİNİZ BİR İNSAN İÇİN HAYATINIZI HİÇE SAYACAK İŞLER YAPAR MISINIZ?
HAYATINI KAYBEDEN BİR İNSAN İÇİN HAYATINIZI HİÇE SAYACAK İŞLER YAPAR MISINIZ?
BU İNSAN BİR ÇOCUK İSE?
arsız ve yaramaz söz dinlemedi bacak kadar boyuyla ben çocuk havuzuna girmem deyip attı kendini yetişkin havuzuna ve çırpınmaya başladı.
iki metre derinliğinde olimpik yetişkinler havuzu.çocuk çırpınıyor havuzda.şimdi aklıma geldi havuzun can kurtaranı yoktu.
ne zaman atladım havuza bilmiyorum çocuğu tuttuğum an tırnaklarını boğazımda hissettim geri zekalı kendi gibi beni de boğacaktı ittim ve dalıp ayağından tuttum bak şimdi hatırladım ben başıma aldığım darbeyi bu veledin ayağından aldım.evet kafama tekme attı.
çıkardım havuzdan ve HAYIR SONRASINI HALA HATIRLAMIYORUM.
kafama aldığım darbe sonucunda ufak bir sarsıntı geçirmiş beynim.gözümü açtığımda gece iki gibiydi sanırım.kolumda serum.bu serumda her şey için takılıyor.
sabah altıda evdeydim ve ısrar kıyamet tıpçı abi eşliğinde toplantıya gittim çünkü iş hayatımda ki ilk resmi toplantım olacaktı.toplantıda sadece bir saat kalabildim o velede lanetler yağdırıyordum.toplantı sonrası hastaneye gidip solunum testlerimi yaptırdım.hala lanet ediyordum çocuğa.
EVE DÖNÜŞ.ANNEMDE HİÇ KIYAMAZ BANA HEYOO ÖLMEDİM MERAK ETME AZ ÇNCE YANINDAYDIM SABAH BENİ  UGURLADIN  OOOO ŞİMDİ TÜM KOMŞULAR AĞLIYOR.
bu kadar sulu göz olmaya gerek yok.
O VELED evet gördüm annesinin arkasında sırıtıyor pislik yanıma yaklaştı.
ŞIRAKKK
evet belki bunu yapmaya hakkım yok ama bence hak etti o tokat belki hayatına hep hatırlayacağı bir tokat olacak ama ben bundan dolayı hiç pişman olmayacağım.
YALAN ŞİMDİDEN PİŞMAN OLDUM.
ölüm soğuk ölüm acı ne bileyim o ışık beni içine aldı film şeridinde hep seni gördüm yok o kesinlikle işin edebiyat hali.evet o durumda ölme ihtimalim varmış hatta aldığım darbe felç edebilirmiş beni
SANIRIM YETERİ KADAR ŞÜKRETMİYORUM
bir kez daha fark ettim
evet şuan ikimizde iyiyiz 
evet şuan sadece şaşkınlık var üzerimde
evet çocuk benden utanıyor artık 
ve evet ŞÜKÜRLER OLSUN.

18 Ağustos 2011 Perşembe

the last of the mohicans yok yok hamle

Eğer düşeceğim garantiyse son bir sefer tüm gücümle zıplarım.
Çünkü bu son hareketlilik beni hem düştükten sonra teselli eder hemde anlıkta olsa ulaşmak istediğim yere en yakın noktadan bakmış olurum.
hem düştüm diye tekrar denemeyeceğimi nereden çıkarırlar anlamıyorum.öyle bir şey yok.
Tekrar denerim tekrar zıplarım tekrar düşerim.
Hem bu hareketlilik bana iki zıt kutup arasındaki farkı anlatır.
O zaman ben hep bir hareketlilik hep bir ulaşma çabası içinde bir yerde bir gökte olurum. Bu beni yeteri kadar canlı tutar.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

telefonda konuşamam bilirsin mektuplarıyla ertelerim hep ama yazım cidden güzel


sevgili tutarsız
pek bir mektup girişi gibi oldu kusura bakmıyorsun değil mi?
biliyorum az önce çok sinirlendin ve tabii ki haklısın çünkü yine karşına ismiyle bir yerlere gelmiş bir insan evladı çıktı.
ah tutarsız ah hiçte gelemiyorsun böyle işlere değil mi?
dünyadan haberi olmayan insanların sırf isimlerinden kaynaklı dikkate alınıp ahkam kesmesi hoşuna gitmiyor değil mi?
sakin ol şampiyon sakin ol...

leyla ile mecnun



Düşerken duramazsın
Susarken anlatamazsın
Belkide ne bileyim ben
Uzaksan duyamazsın
Bıraksan bulamazsın
Nerdeyim bilmiyorum ben
Yalan, ne diyorsam, ne duyduysam hep yalan
Yalan, kim ne dediyse, ne duyduysam yalan
Duramaz ki yanan
Bulamaz ki arar
Duruyorum ben
Yalan, ne diyorsam, ne duyduysam hep yalan
Yalan, kim ne dediyse, ne duyduysam yalan
Bilirsen unutamazsın
Aşikarı saklayamazsın
Kim neyim arıyorum Ben
Solarsan açamazsın
Kurursan damlayamazsın
Belkide kuruyorum ben
Yalan, ne diyorsam, ne duyduysam hep yalan
Yalan, kim ne dediyse, ne duyduysam yalan
Duramaz ki yanan
Bulamaz ki arar
Duruyorum ben

9 Ağustos 2011 Salı

TRUE STORY

Sürekli aynı saatte çıktığımız için aynı otobüse bindiğim bir kadın var.Hep kitap okuyor yol boyunca hiç sıkılmadan.Rahatsız edip sormak istemiyorum ne iş yapıyorsunuz nereden çıktı bu kitap sevdası diye öyle her gün merak edip duruyorum.Kesin bir eğitim kurumunda falan çalışıyordur diyede geçiriyorum içimden kendimi rahatlatıyorum.

Bugün topladım cesaretimi dedim ki "bitmiş geçen hafta ki kitabınız "ezilenlerdi" değil mi? beğendiniz mi?" döndü ve gülümsedi evet çok beğendim dedi.Sonra parmağını kitabın arasına koyup bana baktı bu şekli biliyordum bana bir iki dakika ayıracaktı sorularımın olduğunun farkındaydı.

dedim sanırım bir eğitim kurumunda falan çalışıyorsunuz sizi her gün kitap okurken görüyorum Hayır dedi bir cafede yemek yapıyormuş mutfağa bakıyormuş.Kitap okuyan insanlar görünce mutlu oluyorum cidden sizi de her sabah böyle görünce dedim...kitap bu okumak için bunun değerini bilmeyen insanları anlamıyorum zaten dedi bende kitap okumayan görünce şaşırıyorum dedi.kitap ayracını çıkarıp çantadan koydu kitap arasına sohbetimiz devam edecekti.

yeni yayınları yeni çıkanları yutmuş resmen arada klasiklere dalıyormuş Gorkiyi çok beğenerek okuyormuş Rus edebiyatı kafasını karıştırıyor bazen anlamak için tekrar eski sayfalara dönüp anlayana kadar tekrar okuyormuş benim gibi.Elif Şafağı sevemiyormuş bir türlü onun benzetmelerinde ve anlattıklarında sanki duygu noksan maddi kaygı büyük diyor..bu kadar kendinde emin eleştiri yapması kadına karşı hayranlığımı bir kat daha arttırdı..
çocuklarına aşılamaya çalışmış kızı pek oralı değilmiş ama ortanca oğlu kendinden beter çıkmış bu konuda evet evli ve dört çocuğu var orta yaşlı kapalı bir kadın.orta okuldan sonra bırakmış okumayı sen şanslı olanlardanmışsın deyince hem mutlu oldum hem üzüldüm...

bazı kitapları korsan alıyormuş bunu söylerken cidden utandı ve sesini kısmaya özen gösterdi.maddi anlamda bazen büyük yük dedi..kendisine katıldığımı söyledim belki de az okumamızın bir nedeni de bu dedi. doğruluk payı çok büyük dedim..kütüphanelerden şikayetçi her yayın yok ödünç kitap verme yok artık kütüphaneye giden yok dedi..düşündüm en son ilk okulda gezi niyetine gitmiştik kütüphaneye..gezi...kütüphaneye gezi..ne kadar saçma değil mi?

bir sabah kalkmış kendi için bir şey yapmadığını fark etmiş vitrininde hiç kullanmadığı bardaklar salonunda hiç oturmadığı koltuklar temizlik için kendini bekliyormuş gururla bundan daha fazlasını yapabilirim demiş ev içinde dolanırken kızının kitapları arasında bir roman bulmuş almış okumuş kendim için ne yapmadığımı fark ettim okumuyordum diyor

"sen sadece bir dünyada yaşıyorsun kitaplar sana bin bir dünyayı bin bir rüyayı açıyor" dedi..

vitrini kitaplığa çevirdim salonda oturup kalkıyoruz hiç bir mobilya ve misafir ben ve çocuklarımdan kocamdan değerli olamaz dedi.

vampir konulu kitapları okuyormuş kızı sırf erotizm dedi kitaplar için hiç bir edebi yönü hiç bir yaşanmışlık yok..kızına kızgın bu yüzden o da annesi gibi geç kalmasın diyor hafif teselliyle karışık hüzünle...

ineceğimiz durağa gelirken üzgün olduğumu kitap okumasını engellediğimi söyledim sohbetten zevk aldığını bunda da bir yaşanmışlık olduğunu kitap kadar değerli olduğunu söyledi ve ekledi bunları yaz...şok oldum..
otobüse bindiğinde çıkarıp ajandanı yazı yazıyorsun herkes gibi benimde dikkatimi çekti..bu sohbet böyle havada kalmasın bunu yaz dedi...mutlu oldum..

düşündüm belki yazardım ama kendime şimdi sizlerle de paylaşıyorum...bu bir gerçek hikayedir...herkesin anlaması gereken bir cümlesi bir kelimesi umarım vardır bu yazıda..

ben bugün sırf bundan dolayı çok mutlu oldum ne güzel bir gün değil mi?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

kulağımda gürültüler...

life is beautiful journey cidden otobüse binerken otobüse kulağımda teoman yollar vardı.sesini açtım tüm yol boyunca dik durduğum ve gülümsediğim dikkatini çekti insanların...


insanlar yaz günlerinin aksine kasvetli kış suratlarını taşıyorlar yanlarında.somurtkan sıkılgan ve kendini begenmiş bakışları ve dudakları kötü hissettiriyor bazı bazı...


zaz gelince kulağıma daha iyimser baktım ben dünyaya..o insanlara gözlerine taa derinlere dudak kıvrımına..acı çekiyor gibiydiler fırtınalar geçirmiş gitmiş bazıları hayatını alt üst etmiş kimi gerçekten kibirli kimi gerçekten sinsi ve insanlar..acımasız..acı yüzlerine yansıyor..karışık..anlamsız..bazıları kimseyi sevmiyor..kimseyi dinlemiyor..kafam karışık aklım bulanık insanları anlamak zor..çok zor..


yaşını başını almış bir teyzeye yer veriyorum belli belirsiz gülümsüyor  o an diyorum kederle bırak kendini kendi haline insanlarla uğraşmayı onları anlamayı bırak dön kendi haline..